HAKSIZ ŞİKÂYET HALİNDE
MADDİ ve TAZMİNAT İSTENİR MI?
CEVAP: Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa'nın 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" şeklinde yer almıştır.
Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın "Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği" başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Yukarıdaki çerçevede haksız şikayet sonucu Beraat edenler kendisini şikayet eden aleyhine manevi tazminat davası açabilir.
Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir,
Ancak delil yetersizliğinden Beraat tek başına şikayet edilen için tazminat almayı gerektirmez.
Şikayetçinin suçsuzluğunu bile bile birisi hakkındaki şikayet hem iftira suçundan takibat gerektirir hem de manevi tazminat gerektirir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu hırsızlıkla suçlanıp Beraat eden kişiye
"Dosyadaki bilgi ve belgelere göre Ceza davasında, anılan davacıların avukat ile temsil edildikleri, avukat ile ücret sözleşmesi yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda Avukatlık Ücret Tarifesi ve Avukatlık Kanunu hükümlerine göre hükmolunan manevi tazminatın yanında vekalet ücreti; ayrıca, yol masraflarının davacılar N. ve S.'ye ödenmesi gerekmektedir. " diye karar vermiştir. ( YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2004/4-525 Karar: 2004/539
Karar Tarihi: 13.10.2004 )